Gazze’deki savaşta kamu binalarının yıkılması endişe yaratıyor
Wyre Davies/ BBC Haberleri, Kudüs
Gazze’deki El İsra Üniversitesi bu hafta İsrail güçleri tarafından yıkıldı ve Gazze’de haritadan silinen son büyük kamu binası oldu. İsrail ordusunun binayı birkaç hafta üs olarak kullandığı belirtildi.
Gazze’deki savaş bölgede daha önce görülmemiş boyutlarda bir can kaybına neden oldu. Ancak özel ve kamu binalarının yıkılması konusunda da endişeler var.
Üst düzey bir BM yetkilisi BBC’ye, Gazze’deki yaygın yıkımın “genç neslin kaybolmasına” yol açacağını söyledi.
Hamas’ın 7 Ekim’de 1.200’den fazla sivilin öldüğü, 2.40 kişinin kaçırıldığı saldırısının ardından İsrail, bu örgüte savaş ilan etti.
Halen 130 civarında kişi rehin tutuluyor. Hamas yönetimindeki Gazze Sağlık Bakanlığı, 7 Ekim’den bu yana aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yaklaşık 25 bin Filistinlinin öldürüldüğünü söylüyor.
BM İnsani İşlerin Uyumlaştırılması Ofisi (OCHA), savaşın etkilerine ilişkin düzenli bültenler yayınlıyor ve bu metinler çok kasvetli bir tablo çiziyor.
OCHA, son güncellemesinde Gazze’deki konutların en az yüzde 60’ının “yıkıldığını veya hasar gördüğünü” belirtti.
10 okuldan dokuzunda “ağır hasar” var. Hastaneler, kamu binaları ve elektrik şebekeleri de ağır hasar gördü.
Emir Muhammed Al Naccari 22 yaşında. Aslında Gazze’nin kuzeyindeki Cebeliyeli. Ancak kendisi ve ailesi, güneydeki Han Yunus yakınlarında derme çatma bir çadırda yaşamak zorunda kaldı. Hem kendisi hem de kardeşleri hayallerinin yıkılışına tanık oldu.
Emir, ailesiyle birlikte yaşadığı çadırın önünde otururken, “Kız kardeşim Kudüs Üniversitesi’nde üçüncü sınıftaydı ama bombalandı. “Kardeşim Halil Al Rahman Okulu’nda son sınıf öğrencisiydi ve o da bombalandı” diyor.
Emir’in durumu ablası ve ağabeyinin yaşadıklarına benziyor:
“Mühendislik mezunuyum. Savaş olmasaydı iş görüşmesine gidecektim ve belki kabul edilecektim.
“En son küçük kardeşim yedinci sınıftaydı. BM Okulu’nda okuyordu. Okuldan geriye hiçbir şey kalmamıştı.”
Her toplumda olduğu gibi Gazze’nin geleceği de onun çocuklarıdır. Ancak BM, çocukların orantısız bir şekilde savaş mağduru olduğunu ve hak ettikleri her şeyi kaybedebileceklerini söylüyor.
Phillippe Lazzarini, UNRWA Yönetici Lideri. UNRWA’nın sorumluluk alanı Filistinli mültecilerdir. Savaşın başlangıcından bu yana Gazze’ye yaptığı dördüncü ziyaretten yeni döndü.
Lazzarini, “Şu anda ilkokul ve ortaokul sisteminde yarım milyondan fazla çocuk var” dedi. “İnsanları tamamen yıkılan evlere götüremezseniz çocuklar okula nasıl dönecek?” soruyor ve ekliyor:
“Ve korkarım ki burada bir nesil çocuğu kaybetme riskiyle karşı karşıyayız.”
İsrail askerlerinin eğitim kurumlarıyla ilgili binalar yıkılırken sevinç çığlıkları attığı görüntüler sosyal medyada yayıldı. Bunlar arasında Gazze’nin kuzeyindeki mavi bir BM okulunun tamamen yıkılması da yer alıyor.
Bu tür olaylar “toplu ceza” suçlamalarını da beraberinde getirdi.
İsrail’in 7 Ekim saldırısına tepki olarak aralarında okulların da bulunduğu kurumları kasten yok ettiği belirtiliyor.
“Cogat”, İsrail hükümetlerinin işgal altındaki Filistin topraklarındaki faaliyetlerini koordine eden İsrail Ordusu birimidir. Bu faaliyetler arasında Gazze’ye giren yardım konvoylarının denetimi de yer alıyor.
Üst düzey bir Cogat yetkilisine, İsrail güçleri tarafından ele geçirilen bir okul binasının neden tamamen yıkılması gerektiğini sorduğumda şu yanıtı verdi: “Hamas bu tür sivil yapıları işgal ediyor ve İsrail birliklerine saldırı düzenlemek için kullanıyor.”
Yetkili ayrıca Hamas ve diğer Filistin silahlı örgütlerinin sağlık tesislerini üs olarak kullandıklarının “gerçek” olduğunu iddia ederek, İsrail askerlerinin neredeyse tüm hastanelerde “terör altyapısı” bulduğunu iddia etti.
Sağlık yetkilileri ve yardım kuruluşlarının sıklıkla karşı çıktığı bu iddiaların doğruluğu ne olursa olsun, Gazze’nin sağlık sisteminin çöktüğü bir gerçektir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Gazze’deki 36 hastaneden yalnızca 13’ünün çalıştığını ve çoğunun hava saldırılarından zarar gördüğünü söylüyor.
Temel tıbbi malzeme eksikliği nedeniyle tedaviye ihtiyacı olan hastalar tedavi alamıyor.
OCHA bültenine göre kanser ve diyaliz hastaları ile yeni doğan bebekler gibi özel tedaviye ihtiyaç duyanlar en büyük risk altında.
Nesrin Ebu Nimr de Gazze’nin kuzeyinden. Evli ve iki çocuk annesiydi.
Savaşta bir bombardımanda çocuklarından biri ölmüş. Nesrin 2016 yılından bu yana kanserle mücadele ediyor.
“Gazze’deki hastanede düzenli olarak kanser tedavisi görüyordum. Ancak İsrail saldırısı sırasında 4 ay boyunca tedavi göremedim” diyor.
Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kabinesi üyelerinin de bulunduğu bazı aşırı sağcı İsrailli politikacılar, İsrail’in güvenliğini garanti altına almanın tek yolunun sivilleri Mısır’a veya diğer Arap ülkelerine gitmeye “teşvik etmek” olduğunu ve hatta Gazze’deki Yahudi yerleşim yerlerinin kapatılması gerektiğini savunuyorlar. yeniden kuruldu. diyor.
İsrail, Gazze’yi bilerek yaşanmaz hale getirdiği yönündeki suçlamaları reddetse de Lazzarini, bunun net etkisinin insanlara bölgeyi terk etmekten başka çare bırakmaması olduğunu belirtiyor ve “Sahadaki gerçek bunu gösteriyor” diyor.
Savaşın uzaması halinde Gazze’de yerlerinden edilen bir milyondan fazla insanın durumunun daha da kötüleşeceğinden açıkça endişe duyuyor.
Lazzarini, “Tüm sivil düzenin yok edildiğini gördük” dedi. Su ve elektrik altyapısının tamamı ağır hasar gördü. Bu nedenle artık Gazze’de temel kamu hizmetleri sağlanamıyor” diyor.
Cogat yetkilileri ise Gazze’deki insani krizin boyutlarını kabul etmiyor. İsrail’in, silahlı Filistinli örgütler tarafından kullanıldığından şüphelenmediği sivil veya kamu altyapılarını hedef almadığını ileri sürüyorlar.
Ayrıca Gazze’ye daha fazla yardımın ulaşması için her gün BM kuruluşlarıyla işbirliği yaptıklarını iddia ediyorlar.
Gazze’deki parlamento binası ve Katar fonlarıyla inşa edilen yeni Adalet Sarayı İsrail Ordusu tarafından yıkılınca Gazze toplumundan geriye pek bir şey kalmamıştı.
İsrail Başbakanı, Gazze’deki saldırıların “tam zafer” elde edilene ve Hamas’ın artık İsrail için bir tehdit oluşturmadığı zamana kadar devam edeceğini söyledi.
İsrail hükümetinin resmi politikasına göre eninde sonunda Gazze’de İsrailli kalmayacak.
Peki savaş bittiğinde Gazze’den geriye ne kalacak?